Emirhan
New member
Kıbrıs’ta Tüp Bebek Macerası: Çözümler, Empati ve Bolca Gırgır
Arkadaşlar selam! Hepimizin hayatında dönüm noktaları vardır; kimimiz ev alırken, kimimiz iş değiştirirken, kimimiz de “Acaba şu minik patiklerin içine bir çift ayak daha mı sığdırmalı?” diye düşünürken buluyor kendini. İşte o noktada karşımıza koca bir tabela çıkıyor: Tüp Bebek. Ama Türkiye’deki fiyatlar, prosedürler derken bakıyorsun yan tarafta güneş, deniz, hellim peyniriyle bir ada göz kırpıyor: Kıbrıs!
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Abi Bu İşin En Hızlı Yolu Ne?”
Erkekler bu konuda adeta futbol maçı izler gibi yaklaşıyor. Mantık şu: “Topu al, kaleye gönder, gol!” Tüp bebek mevzusu açıldığında ilk soru: “Abi, kaç gün sürüyor? Kaç deneme hakkımız var? Kaç para?” Yani resmen operasyon planlıyorlar. Hatta bazıları Excel tabloları açıyor: “Uçak bileti şu kadar, otel bu kadar, tedavi şu kadar. Abi bak 3 deneme yaparsak 4 yılda kendini amorti ediyor!”
Sanki çocuk sahibi olma meselesi, kombi alırken kaç yıl sonra tasarruf edeceğini hesaplamak gibi. Bir de stratejik düşünürler ya… “Hocam, tek seferde ikiz garanti var mı? Bak elim ayağım dolmadan ikisini birden alalım. İkiz olsun, iki yıl bakarız, sonra rahatız!” Mantık: 2+1 kampanya.
Kadınların Empatik Tarafı: “O Çocuğun Ruhunu Hissedelim…”
Kadınlarda ise olay tamamen duygu, tamamen empati. Daha yumurtalar toplanmadan, isim listeleri hazır: “Eğer kız olursa Defne, erkek olursa Aras. Ama bak Aras olursa gözleri babasına benzemez mi? Defne olursa kesin benim kaşımı alır…” Yani olay henüz bilimsel aşamaya bile gelmeden romantik senaryolar kafada oynuyor.
Bir de forumlarda yazışıyorlar: “Canım hiç korkma, ben 3. denemede hamile kaldım, sen de yapacaksın. Kalbine sevgi doldur, bebek onu hissedecek.” Erkek o sırada otelde internete bakıyor: “Abi wifi şifresi neydi? Maç var da…”
Kıbrıs Tüp Bebek Tatil Paketi: Hem Tedavi Hem Balayı 2.0
İşin güzel tarafı, Kıbrıs’ta tüp bebek tedavisi bir tatil paketine dönüşüyor. Yani sabah doktor, öğlen deniz, akşam kumarhane… “Abi hem çocuk yaptık, hem tatildeydik, üstüne bir de rulet oynadık. Daha ne olsun?” Tadından yenmez bir deneyim.
Kadınlar için romantik: “Aşkım, bu adada yeni bir hayat doğacak.”
Erkekler için pratik: “Abi hem çocuğu yaptık hem 5 kilo hellim getirdik.”
Bir de doktorlar öyle pratik ki, Türkiye’deki prosedürlerle uğraşmıyorsun. Adam sana “Tamamdır, önce testler, sonra işlem, hop bitti” diyor. Senin tek yapman gereken güneş kremi sürmek.
Forumdaşlar İçin Saha Notları
1. Erkekler için ipucu: Çocuk sahibi olmak için “bütçe planı” yaparken eşinize “bu iş pahalıya geliyor” demeyin. Kadın o sırada zaten moral desteği istiyor, siz Excel tablosunu kapatın.
2. Kadınlar için ipucu: Eşiniz maç izlerken, “Aşkım bu embriyo tutacak değil mi?” diye sormayın. Adam o anda ofsaytı tartışıyor olabilir.
3. Kıbrıs için ipucu: Dönerken bavula fazla hellim koymayın, gümrükte açtırırlar, çocuğunuz doğmadan stres yaşarsınız.
Kıbrıs’ta Klinik Deneyimi: Bilim ve Kahkaha Yan Yana
Klinikler resmen otel konforunda. Sen oturuyorsun, sana kahve ikram ediyorlar. Hemşire geliyor: “Canım biraz bekle, embriyo hazırlanıyor.” Sanki makarna pişiyor gibi. Erkek hemen soruyor: “Kaç dakikada hazır olur? Benim maç başlayacak.” Kadın ise: “Hazırlasınlar aşkım, o bizim bebeğimizin ilk yolculuğu olacak.”
Sonra doktor geliyor, ciddi ciddi anlatıyor: “Embriyo transferini yapıyoruz, başarı şansınız yüksek.” Erkek: “Hocam, garanti var mı?” Doktor: “Bu çocuk, beyaz eşyayla karıştırmayın.”
Kadın-Erkek Bakış Açılarının Çarpışması
- Kadın: “Benim içimde bir can büyüyecek, kalbim onun için atacak.”
- Erkek: “Abi, peki doğana kadar kaç kez ultrasondan fotoğraf alabiliyoruz? Çünkü ben onları çerçeveletmek istiyorum.”
Kadın için süreç, şiirsel bir yolculuk. Erkek için ise kontrol listesi:
- Vize? Yok, tamam.
- Uçak biletleri? Tamam.
- Klinik? Tamam.
- Hellim? Aman unutma.
Forumdaşlara Soru: Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Şimdi gelelim asıl meseleye… Buradaki herkesin bir fikri vardır. Sizce erkeklerin bu aşırı “çözüm odaklılığı” mı süreci daha eğlenceli hale getiriyor, yoksa kadınların “empati bombardımanı” mı aile olma yolunu daha anlamlı kılıyor? Kıbrıs’ta tedaviye giden oldu mu aramızda? Deneyimlerinizi paylaşın, gülelim eğlenelim.
Çünkü işin özünde, tüp bebek yolculuğu bir bilim mucizesi, ama bu süreçte yaşadıklarımız tam bir forum dizisi. Herkesin hikâyesi ayrı, ama ortak nokta şu: sonunda evde minik bir kahkaha sesi duymak var.
O yüzden sevgili forumdaşlar, lafı uzatmadan sözü size bırakıyorum: Siz olsanız, Kıbrıs tüp bebek macerasını tatil paketine mi çevirirdiniz, yoksa Excel tablosuna mı?
Arkadaşlar selam! Hepimizin hayatında dönüm noktaları vardır; kimimiz ev alırken, kimimiz iş değiştirirken, kimimiz de “Acaba şu minik patiklerin içine bir çift ayak daha mı sığdırmalı?” diye düşünürken buluyor kendini. İşte o noktada karşımıza koca bir tabela çıkıyor: Tüp Bebek. Ama Türkiye’deki fiyatlar, prosedürler derken bakıyorsun yan tarafta güneş, deniz, hellim peyniriyle bir ada göz kırpıyor: Kıbrıs!
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Abi Bu İşin En Hızlı Yolu Ne?”
Erkekler bu konuda adeta futbol maçı izler gibi yaklaşıyor. Mantık şu: “Topu al, kaleye gönder, gol!” Tüp bebek mevzusu açıldığında ilk soru: “Abi, kaç gün sürüyor? Kaç deneme hakkımız var? Kaç para?” Yani resmen operasyon planlıyorlar. Hatta bazıları Excel tabloları açıyor: “Uçak bileti şu kadar, otel bu kadar, tedavi şu kadar. Abi bak 3 deneme yaparsak 4 yılda kendini amorti ediyor!”
Sanki çocuk sahibi olma meselesi, kombi alırken kaç yıl sonra tasarruf edeceğini hesaplamak gibi. Bir de stratejik düşünürler ya… “Hocam, tek seferde ikiz garanti var mı? Bak elim ayağım dolmadan ikisini birden alalım. İkiz olsun, iki yıl bakarız, sonra rahatız!” Mantık: 2+1 kampanya.
Kadınların Empatik Tarafı: “O Çocuğun Ruhunu Hissedelim…”
Kadınlarda ise olay tamamen duygu, tamamen empati. Daha yumurtalar toplanmadan, isim listeleri hazır: “Eğer kız olursa Defne, erkek olursa Aras. Ama bak Aras olursa gözleri babasına benzemez mi? Defne olursa kesin benim kaşımı alır…” Yani olay henüz bilimsel aşamaya bile gelmeden romantik senaryolar kafada oynuyor.
Bir de forumlarda yazışıyorlar: “Canım hiç korkma, ben 3. denemede hamile kaldım, sen de yapacaksın. Kalbine sevgi doldur, bebek onu hissedecek.” Erkek o sırada otelde internete bakıyor: “Abi wifi şifresi neydi? Maç var da…”
Kıbrıs Tüp Bebek Tatil Paketi: Hem Tedavi Hem Balayı 2.0
İşin güzel tarafı, Kıbrıs’ta tüp bebek tedavisi bir tatil paketine dönüşüyor. Yani sabah doktor, öğlen deniz, akşam kumarhane… “Abi hem çocuk yaptık, hem tatildeydik, üstüne bir de rulet oynadık. Daha ne olsun?” Tadından yenmez bir deneyim.
Kadınlar için romantik: “Aşkım, bu adada yeni bir hayat doğacak.”
Erkekler için pratik: “Abi hem çocuğu yaptık hem 5 kilo hellim getirdik.”
Bir de doktorlar öyle pratik ki, Türkiye’deki prosedürlerle uğraşmıyorsun. Adam sana “Tamamdır, önce testler, sonra işlem, hop bitti” diyor. Senin tek yapman gereken güneş kremi sürmek.
Forumdaşlar İçin Saha Notları
1. Erkekler için ipucu: Çocuk sahibi olmak için “bütçe planı” yaparken eşinize “bu iş pahalıya geliyor” demeyin. Kadın o sırada zaten moral desteği istiyor, siz Excel tablosunu kapatın.
2. Kadınlar için ipucu: Eşiniz maç izlerken, “Aşkım bu embriyo tutacak değil mi?” diye sormayın. Adam o anda ofsaytı tartışıyor olabilir.
3. Kıbrıs için ipucu: Dönerken bavula fazla hellim koymayın, gümrükte açtırırlar, çocuğunuz doğmadan stres yaşarsınız.
Kıbrıs’ta Klinik Deneyimi: Bilim ve Kahkaha Yan Yana
Klinikler resmen otel konforunda. Sen oturuyorsun, sana kahve ikram ediyorlar. Hemşire geliyor: “Canım biraz bekle, embriyo hazırlanıyor.” Sanki makarna pişiyor gibi. Erkek hemen soruyor: “Kaç dakikada hazır olur? Benim maç başlayacak.” Kadın ise: “Hazırlasınlar aşkım, o bizim bebeğimizin ilk yolculuğu olacak.”
Sonra doktor geliyor, ciddi ciddi anlatıyor: “Embriyo transferini yapıyoruz, başarı şansınız yüksek.” Erkek: “Hocam, garanti var mı?” Doktor: “Bu çocuk, beyaz eşyayla karıştırmayın.”
Kadın-Erkek Bakış Açılarının Çarpışması
- Kadın: “Benim içimde bir can büyüyecek, kalbim onun için atacak.”
- Erkek: “Abi, peki doğana kadar kaç kez ultrasondan fotoğraf alabiliyoruz? Çünkü ben onları çerçeveletmek istiyorum.”
Kadın için süreç, şiirsel bir yolculuk. Erkek için ise kontrol listesi:
- Vize? Yok, tamam.
- Uçak biletleri? Tamam.
- Klinik? Tamam.
- Hellim? Aman unutma.
Forumdaşlara Soru: Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Şimdi gelelim asıl meseleye… Buradaki herkesin bir fikri vardır. Sizce erkeklerin bu aşırı “çözüm odaklılığı” mı süreci daha eğlenceli hale getiriyor, yoksa kadınların “empati bombardımanı” mı aile olma yolunu daha anlamlı kılıyor? Kıbrıs’ta tedaviye giden oldu mu aramızda? Deneyimlerinizi paylaşın, gülelim eğlenelim.
Çünkü işin özünde, tüp bebek yolculuğu bir bilim mucizesi, ama bu süreçte yaşadıklarımız tam bir forum dizisi. Herkesin hikâyesi ayrı, ama ortak nokta şu: sonunda evde minik bir kahkaha sesi duymak var.
O yüzden sevgili forumdaşlar, lafı uzatmadan sözü size bırakıyorum: Siz olsanız, Kıbrıs tüp bebek macerasını tatil paketine mi çevirirdiniz, yoksa Excel tablosuna mı?