Pilot kalem tükenmez kalem mi ?

Emirhan

New member
[color=]Pilot Kalem Tükenmez Kalem mi? Nesnelerin Sosyal Cinsiyeti Üzerine Bir Tartışma[/color]

Kalem... basit bir nesne gibi görünür. Fakat bazen en sıradan görünen şeyler, toplumsal yapılar ve eşitsizliklerin izlerini en derin şekilde taşır. “Pilot kalem tükenmez kalem mi?” gibi basit bir sorunun bile, farkında olmadan toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörlerle nasıl iç içe geçtiğini fark ettiğimizde, aslında gündelik hayatın ideolojik katmanlarına bakmaya başlarız. Bu yazı, bir kalemin sadece yazı aracı değil, aynı zamanda sosyal anlamlar, kimlikler ve güç ilişkileriyle örülmüş bir simge olabileceği fikrini tartışıyor.

---

[color=]Toplumsal Cinsiyetin Nesnelere Yansıması[/color]

Toplumsal cinsiyet, yalnızca bireylerin kimliğiyle ilgili değildir; aynı zamanda nesneleri, renkleri, dili ve hatta alışkanlıklarımızı da şekillendirir. Araştırmalar, tüketici ürünlerinin cinsiyetlendirilmiş biçimlerde sunulduğunu göstermektedir (Milner & Higgs, 2017). “Pilot kalem” denildiğinde aklımıza genellikle teknik, profesyonel, dayanıklı bir kalem gelir — bu özellikler tarihsel olarak “erkeksi” olarak kodlanmıştır. Öte yandan, “tükenmez kalem” daha yaygın, daha gündelik, daha “herkesin kullandığı” bir nesnedir.

Bu ayrım, toplumsal cinsiyetin nesnelere nasıl anlam yüklediğini gösterir. Kadınların kullandığı ürünlerin “estetik” ve “zarif” olması beklenirken, erkeklerin kullandığı nesneler “verimli” ve “teknik” olmalıdır. Pilot kalemin reklamlarında yer alan profesyonellik vurgusu, bu kodlamayı yeniden üretir. Bu da, toplumun “kimin üretici, kimin süsleyici olduğu” konusundaki sessiz kabullerini yansıtır.

---

[color=]Irk ve Sınıf Bağlamında Kalem Seçimi[/color]

Irk ve sınıf faktörleri de bu sembolik ayrımlarda önemli bir yer tutar. Sosyolog Pierre Bourdieu’nun “kültürel sermaye” kavramı (1986), bireylerin tüketim tercihlerinin sınıfsal aidiyetlerini yansıttığını öne sürer. “Pilot kalem” gibi markalar, genellikle eğitimli, beyaz yaka, şehirli bir kesime hitap eder. Tükenmez kalem ise ulaşılabilirliğiyle daha geniş, çoğunlukla emekçi sınıflara yöneliktir. Buradaki fark, sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültüreldir: Bir kalemin fiyatı değil, temsil ettiği “saygınlık” önemlidir.

Ayrıca, üretim zincirine baktığımızda, kalemlerin büyük kısmının Güneydoğu Asya’da düşük ücretli işçiler tarafından üretildiğini görürüz. Bu da ırk ve sınıf hiyerarşilerinin küresel ölçekte nasıl sürdüğünü gösterir. Batı merkezli markalar, profesyonellik ve kalite vurgusuyla prestij kazanırken, emeği üreten eller çoğunlukla görünmez kılınır. Bu durum, nesnelerin masum olmadığı, bilakis ideolojik ağların bir parçası olduğunu hatırlatır.

---

[color=]Kadınların Deneyimleri: Görünmezlikten Dayanıklılığa[/color]

Kadınların çalışma yaşamında kullandığı araçlar —kalem dahil— genellikle cinsiyet normlarının sessiz baskısı altında şekillenir. Bir kadın mühendis veya akademisyen için “Pilot kalem” teknik yeterliliğin bir sembolü olabilir; ama aynı zamanda bu sembolü taşırken erkek egemen ortamlarda ciddiye alınma mücadelesi de vardır. Kadınlar çoğu zaman “kadınsı” olanla “profesyonel” olan arasında bir denge kurmak zorunda kalır. Bu, yalnızca kişisel tercih değil, toplumsal bir stratejidir.

Yine de bu dinamikler içinde kadınlar, kendilerine ait semboller yaratmayı başarır. Kimi zaman renkli kalemlerle not tutmak, kimi zaman yazıya duygusallık katmak, eril kodlara alternatif bir üretim biçimi olarak ortaya çıkar. Bu dayanıklılık, patriyarkal yapıların içinde bile yeni anlam alanları yaratmanın bir yoludur.

---

[color=]Erkeklerin Perspektifi: Çözüm ve Dönüşüm Arayışı[/color]

Toplumsal cinsiyet tartışmalarında erkekleri yalnızca ayrıcalıklı konumda görmek kolaydır, ama bu eksik bir tablodur. Erkekler de, belirli normların içinde sıkışır. “Erkek gibi davranmak”, “profesyonel görünmek” veya “ciddi kalemler kullanmak” gibi beklentiler, duygusal ifadeyi ve empatiyi bastırabilir. Bir erkeğin pastel renkli bir kalem kullanması bile sosyal normlar tarafından yadırganabilir.

Bu noktada çözüm, erkeklerin kendi deneyimlerini sorgulamasından geçer. Birçok erkek, toplumsal cinsiyet eşitliğini yalnızca kadınların meselesi olarak değil, kendi duygusal özgürlüklerinin bir parçası olarak görmeye başlamıştır. Bu dönüşüm, kalem gibi küçük semboller üzerinden bile mümkün olabilir: bir nesneyi, toplumsal koda direnmenin sessiz bir aracı haline getirmek.

---

[color=]Düşünsel Bir Ara Durak: Bir Kalemin Temsil Gücü[/color]

Bir kalem seçimi neden önemli olsun? Çünkü nesneler kimliğimizi yansıtır ve şekillendirir. Michel Foucault’nun iktidar anlayışında olduğu gibi, güç yalnızca baskı yoluyla değil, gündelik seçimler ve alışkanlıklar yoluyla da işler. Pilot kalem seçmek, bazen “başarılı, profesyonel, ciddi biri” olma arzusu ile ilgilidir. Ancak bu tercihin ardında, toplumun hangi davranışları “ciddiye alınabilir” bulduğuna dair sessiz bir mutabakat vardır.

Belki de asıl soru şu olmalıdır: “Tükenmez” olan nedir — mürekkep mi, yoksa eşitsizliğin kendisi mi?

---

[color=]Forum Tartışması İçin Sorular[/color]

1. Gündelik hayatınızda kullandığınız nesnelerin (örneğin kalem, çanta, telefon kılıfı) toplumsal cinsiyetle ilişkilendirildiğini fark ettiniz mi?

2. Irk ve sınıf temsilleri, tüketim tercihlerimizi nasıl etkiliyor sizce?

3. Erkeklerin “duygusal görünme” korkusu ile kadınların “ciddiye alınma” çabası arasında nasıl bir denge kurulabilir?

4. Sizce toplumsal normlara karşı çıkmanın yolları küçük eylemlerle (örneğin sembolik seçimlerle) başlayabilir mi?

---

[color=]Sonuç: Bir Kalemin Ardındaki Hikâye[/color]

“Pilot kalem tükenmez kalem mi?” sorusu, yüzeyde teknik bir ayrım gibi görünse de, altında derin sosyal dinamikler barındırır. Nesnelerin tarafsız olmadığı, her tercihin bir anlam taşıdığı bir dünyada yaşıyoruz. Cinsiyet, ırk ve sınıf ilişkilerinin, hatta üretim zincirlerinin bile bir kalemin ucuna kadar uzandığı bir çağda, belki de yeniden sormalıyız: Hangi kalemle yazdığımız değil, kimin hikâyesini yazdığımız önemlidir.

Kaynaklar:

- Bourdieu, P. (1986). The Forms of Capital.

- Milner, L., & Higgs, P. (2017). Gendered Consumption and Everyday Practices.

- Foucault, M. (1977). Discipline and Punish.

- hooks, b. (2000). Feminism is for Everybody: Passionate Politics.
 
Üst