Varlık vardır yokluk yoktur diyen filozof kimdir ?

Emre

New member
Varlık Vardır, Yokluk Yoktur: Bir Filozofun Hayatını Kolaylaştıran Basit Bir Kural

Merhaba forumdaşlar! Bugün size derin bir felsefi tartışma sunacağım ama endişelenmeyin, kafa karıştırıcı değil! Aslında, biraz kafa karıştırıcı, ama neyse ki hepimiz buradayız ve bu kafa karışıklığını birlikte aşabiliriz. Konumuz, bir filozofun çok derin bir düşüncesi: "Varlık vardır, yokluk yoktur." Bu sözü, günlük yaşamda kullanarak nasıl hayatımıza uygulayabileceğimize dair esprili bir yaklaşım geliştirmeyi hedefliyorum. Ama gelin, önce biraz filozofları tanıyalım, sonra şunları bir çözüme kavuşturalım!

Varlık Vardır, Yokluk Yoktur: Kimdir Bu Filozof?

Herkesin hafızasında "Varlık vardır, yokluk yoktur" cümlesi kalmış olabilir ama bu sözün sahibi koca bir filozof değil, Aristoteles'tir. Felsefe dünyasında "varlık" meselesi, her şeyin başlangıcı ve temeli olarak kabul ediliyor. Aristoteles'in bu güzel ifadesi, aslında varlıkların bir şekilde bir biçimde bir yerde ve bir şekilde var olmasını ifade ediyor. Yani, kısaca; bir şey ya vardır ya da yoktur, arası yoktur!

Ama meselenin daha derinine inelim. Aristoteles, felsefesinin temelini, varlığın ne olduğunu anlamaya çalışarak atıyor. Ona göre her şeyin bir nedeni vardır ve bir şeyin "olması" gereklidir. Evet, evet! İhtiyaç olan her şeyin bir nedeni var, mesela sen neden buradasın? Sadece "varlık" üzerine düşünüyoruz diye, hayatı anlamlandıramayız. Hadi bunu biraz daha basitleştirelim ve olayın iç yüzüne inelim.

Erkekler Nasıl Çözümler? Strateji Mi, Gerçekten?

Şimdi biraz da günlük hayatımıza dönelim ve erkeklerin, yani "pratik zihinler" dediğimiz gruptakilerin bu felsefi görüşü nasıl ele alacağını düşünelim. Erkeklerin genelde çözüm odaklı olduklarını biliyoruz, değil mi? Eğer bir şeyin eksik olduğunu fark ederlerse, hemen bir çözüm üretirler. "Yokluk vardır" fikrini, "Neyse ki bir çözüm var!" şeklinde bir stratejiyle ele alabilirler. Mesela, şöyle bir senaryo düşünelim:

Erkek A: "Bana bak, bu felsefi soruya ne dersin? Varlık var mı, yokluk yok mu?"

Erkek B: "Varlık tabii ki var, yokluk olsa ne yaparız? Hemen bir şeyler yapalım."

Erkek A: "Hımm, mesela yeni bir telefon alabiliriz!"

Erkek B: "Evet, o zaman yokluk falan kalmaz!"

Erkekler bu felsefeyi işte böyle basitleştiriyorlar: Yokluk mu? Hemen bir çözüm bulun, bu işin içinden sıyrılsın! Yokluk ne demek ya? Al bir telefon, git bir tatil yap, hemen hayat düzene girer.

Kadınlar Ne Düşünür? İlişkiyi ve Empatiyi Kucaklamak

Kadınlar ise bu tür felsefi meseleleri biraz daha empatik bir açıdan değerlendirebilirler. Çünkü çoğunlukla "ilgi" ve "ilişki" üzerine daha fazla odaklanırlar. Felsefi bir kavramı tartışırken, "Varlık var, yokluk yok" dediğimizde, kadınlar hemen diyor ki:

Kadın A: "Varlık var, peki ya duygusal yokluk? Yani, senin hayatında gerçekten var olan şey ne? Bunu anlayabilmek için derin bir içsel sorgulama yapmalıyız."

Kadın B: "Bence varlık, sevgi ve insan ilişkilerinde gerçek bir anlam taşıyor. Yokluk ise bazen yalnızlık ve eksiklikle karışabiliyor. Bunu da kabul etmemiz gerek!"

Kadınlar, "Yokluk yoktur" sözüyle ilgili hemen bir insanın duygusal ihtiyaçlarına, ilişkilerine ve içsel deneyimlerine bakma eğilimindedir. Eğer bir insan hayatında bir şey eksikse, bu eksikliği hemen hissedebilir ve bunun üzerine kafa yorarlar. Örneğin, "Sadece varlıkla ilgili değil, duygusal olarak bir şey eksikse, hemen bunu doldurmalıyız" gibi bir yaklaşım sergileyebilirler.

Hadi, Tartışalım: Varlık Vardır, Yokluk Yoktur Ama Bizim İlişkilerimizde Bir Hata Var mı?

Şimdi forumdaşlar, sizlerin fikirlerini duymak istiyorum! Sizce, Aristoteles’in bu basit ama derin sözü günlük yaşamımızda gerçekten anlam kazanıyor mu? Herhangi bir durumda “yokluk” hissi yaşadığınızda, bunun felsefi bir eksiklik mi yoksa daha çok bir çözüm arayışına mı yol açtığını düşünüyorsunuz?

Böylece ne yapalım, felsefi dünyada varlığın gücüne dair düşüncelerimizi paylaşırken, aynı zamanda hep birlikte gülüp eğlenebiliriz. Belki de "yokluk" yalnızca bir bahane, çözüm ise her zaman elimizin altında. Geriye sadece varlıkları paylaşmak kaldı!

Ne düşünüyorsunuz? Bu felsefi konuyu çözmek için çözüm önerilerinizi ve mizahi yaklaşımlarınızı bekliyorum! Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum!
 
Üst