Neden efendim deriz ?

Emre

New member
Neden Efendim Deriz?

Herkese merhaba, forumdaşlarım! Bugün sizlerle çok düşündüğüm ve aslında yıllarca sorguladığım bir konuya değinmek istiyorum. Hepimizin hayatında bir şekilde karşılaştığı, belki de çoğumuzun farkında bile olmadığı bir kelime: "Efendim." Bu kelimeyi neden kullanıyoruz? Bir insanın ya da bir durumun, bu kadar anlam taşıyan basit bir kelimeye nasıl dönüşebileceğini hiç düşündünüz mü? Hadi, gelin, birlikte bir hikâye üzerinden bakalım...

Bir Hikâyenin Ardında...

Bir zamanlar, küçük bir kasabada, herkesin birbirini tanıdığı, sıkça sohbet ettiği ve pek çok olayın büyütülmeden birbirlerine aktarıldığı bir ortamda yaşanıyordu Ela ve Baran. Ela, bir okul öğretmeni, Baran ise kasaba meydanında dükkan işleten genç bir esnaftı. İkisi de birbirinden oldukça farklı dünyalardan geliyordu; Ela, hayatını çocuklar ve onların gelişimi üzerine kurmuş, dünyayı empatinin, sevginin ve anlayışın güçlendireceğine inanıyordu. Baran ise işlerini büyütmeye çalışan, her adımını hesaplayarak atan, her çözümü mantıkla bulan bir adamdı.

Bir gün, kasaba meydanında karşılaştılar. Ela, Baran’ın dükkanının önünden geçerken, biri gelip ona "Efendim!" dedi. Bu, kasabada yaygın bir kelimedir ve genellikle saygıyı simgeler. Ela, Baran’a doğru dönerken, gülümsedi ve “Efendim?” diye cevap verdi. Baran ise biraz şaşkın, biraz da kasvetli bir şekilde, "Neden efendim diyorsun? Bunu anlayamıyorum," dedi.

Ela biraz düşündü, gülümsedi ve ardından şunları söyledi: "Çünkü 'efendim' demek, karşındaki insana bir değer verdiğini, ona saygı duyduğunu ve onun varlığını önemseyip dinlemeye hazır olduğunu gösterir. Bazı kelimeler, sadece bir saygı göstergesi değil, duygusal bir bağ kurma şeklidir."

Baran, bu açıklamayı anlamış gibi görünmüyordu. "Ama ben sana sadece bu konuda yardımcı olmak için konuşuyorum. Burada bir çözüm var, mesele bitmiştir. 'Efendim' demek gereksiz değil mi?"

Ela, gülümsedi, "Bazen, bir çözümden önce, birinin sesini duyduğunda bir nebze olsun anlamaya çalışmak, daha derin bir bağ kurmaktır. 'Efendim' demek, sadece cevabın ya da çözümün ötesinde bir yaklaşım gerektirir. Bazen de basit bir kelime, ilişkilerin temelini oluşturur.”

Baran, Ela'nın sözleriyle biraz daha düşünüp başını salladı. "Sanırım... Bu, biraz da nasıl gördüğünle ilgili bir şey. Benim için 'efendim' demek, gerçekten saygı göstermekten ziyade, bir çözüm odaklı yaklaşımı zayıflatıyor gibi geliyor. Belki de böyle büyüdüm, her şeyin net ve doğrudan olması gerektiğini öğrendim."

Çözüm Odaklı ve İlişkisel Yaklaşımlar: Erkek ve Kadın Perspektifi

Ela ve Baran’ın bu konuşması, aslında bir bakıma erkeklerin ve kadınların ilişkisel ve çözüm odaklı yaklaşımlarındaki farkı yansıtıyordu. Baran’ın yaklaşımı, mantıklı ve doğrudan bir çözüm arayışına dayanıyordu. Ona göre, bir mesele varsa, çözülmeliydi ve fazla duygusal bir yaklaşım, işin özünden saptırıyordu. Ancak Ela, farklı bir perspektife sahipti. O, bir çözüm bulmanın ötesinde, ilişkilerin güçlü olabilmesi için empati, anlayış ve saygının temel taşlar olduğunu savunuyordu.

Kadınlar genellikle, duygusal bağlar kurarak ilişkiyi daha güçlü hale getirmeye meyillidirler. "Efendim" gibi bir kelime, onlara yalnızca saygıyı değil, aynı zamanda karşılarındaki kişiye duyduğu değeri, duygusal olarak önemsediğini gösterir. Erkeklerse, genellikle bir durumu anlamak ve o duruma uygun çözümü bulmak için mantıklı bir yaklaşım benimserler. Bu, onların doğasında vardır. Bu bakış açısının doğru ya da yanlış olduğunu söylemek zor olsa da, her iki yaklaşımın da kendine has bir değeri vardır.

Baran bir süre sonra Ela'nın söylediklerini düşünmeye başladı. "Belki de bazen çözümden önce, doğru sözcüklerle duygusal bir bağ kurmak da önemli. Bunu daha önce düşünmemiştim."

Bir Kelimenin Gücü

O gün öğleden sonra, kasaba meydanındaki dükkanın önünde yaşanan bu kısa konuşma, iki insanın bakış açılarını değiştiren bir dönüm noktasına dönüşmüştü. Baran, kasaba halkı arasında "efendim" kelimesini daha sık duymaya başlamıştı. O, artık bu kelimenin sadece saygı değil, aynı zamanda insan olmanın bir parçası olduğunu fark etti.

Ela ise, kasaba halkının, en basit kelimelerle bile birbirlerine nasıl daha derin bir bağ kurabileceğini anlamıştı. "Efendim" demek, bazen çözüm aramaktan önce, birbirimizi dinlemek, anlamak ve birbirimize değer verdiğimizi hissettirmekti.

Bu basit kelime, kasabanın ruhunu yansıtan, insanları birbirine yakınlaştıran bir anlam taşımaya başlamıştı. Kasaba meydanında "efendim" diye seslenen birine bakıldığında, sadece bir selamlaşma değil, bir anlayış, bir ilişki ve bir bağ kuruluyordu. Bu bağ, insanlar arasında güçlü bir iletişimin, sevgiyi ve saygıyı inşa etmek için bir araç oluyordu.

Siz Neden 'Efendim' Dediğinizi Düşünüyorsunuz?

Şimdi, sevgili forumdaşlarım, size sormak istiyorum: Sizce, bir kelimenin, bir kültürün ya da bir davranışın arkasında yatan anlam nedir? "Efendim" demek, sizce sadece bir gelenek mi yoksa daha derin bir anlam taşıyan, ilişkilerimizi güçlendiren bir ifade mi? Düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
 
Üst