Ancak bu yıl işler değişmeye başlayabilir. Çünkü sınıflarımıza (lisenin son üç yılı itibariyle) son haftalarda göreve başlayan yeni öğretmenler ve rehberlik öğretmenleri geliyor. Bakan Giuseppe Valditara tarafından tasarlanan ve geliştirilen liyakat devrimi de onların elinden geçiyor. Gelecekteki okulda anahtar rol oynayacak, öğrencilere akademik ve kişisel gelişim yolunda eşlik edecek kişiler tam da bu iki isim olacak. Daha zengin bir maaşla ödenecek bir görev: duruma bağlı olarak yıllık brüt 1.500 ila 4.750 avro arasında daha fazla.
Ancak teoriden pratiğe geçmek uzun bir adımdır, çünkü bugüne kadar bu öğretmenlerin “tipik” gününün nasıl geçeceği somut anlamda henüz belli değil. Oldukça büyük bir grup oluşturanlar: Eğitim kursuna 52 binin üzerinde özel ders öğretmeni ve 4 binin üzerinde rehber öğretmen katıldı. Bunların arasında Roma’daki ‘Santa Maria’ Enstitüsü’nde Latince ve Yunanca profesörü ve yeni öğretmen-öğretmen olan Tommaso Pucci de vardı ve Skuola.net web sitesine yeni göreviyle ilgili ilk izlenimlerini anlatmak istedi.
Neden özel ders öğretmeni olmayı istediniz?
“Diyelim ki bu her şeyden önce ekstra bir yeterlilik kazanmak için elime geçen bir fırsattı. Elbette sadece bu nedenle değil: Enstitümüz birkaç yıldır bu tür bir projeye başlama olasılığını düşünüyordu; bazı özel okullar bunu bir süredir eğitim yöntemlerinin temel taşı haline getirmişlerdir. İnandığım bir şeyi başlatmak için Bakanlığın talebine yanıt verme ihtiyacından faydalanabileceğimi düşündüm: çocuklara daha yakın destek sunmak, bu dünyaya özgü neler verebileceklerini keşfetmelerinde onlara eşlik etmek.”.
Resmi eğitim kursuna katıldınız mı? Ne kadar sürdü ve nelerden oluşuyordu? Sizce yapmak zorunda kalacağınız işin amaçları açısından geçerli mi?
“Evet, eş zamanlı olmayan modda verilen, 20 saat süren eşdeğer bir eğitim kursuydu: esasen, derinlemesine materyal ve bir dizi çoktan seçmeli testin eşlik ettiği video dersleriydi. Umuyorum ki, kanun gereği bu, iddialı bir projeyi gerçekleştirirken bize eşlik edebilecek, ancak aslında diğer birçok abartılı projeden biri olma riski taşıyan bir güncelleme yoluyla okul yılı boyunca devam ettirilecek bir başlangıçtır. beklenen etkinliğe sahip olmadan uyulması gereken bakanlık buluşları”.
Bu ücretli bir eğitim miydi? Kurs sonunda bir çeşit sertifika aldınız mı?
“Ücretli eğitim mi? Gerçekten var mı? İroni bir yana, kurs özel okul öğretmenleri için bile ücretsizdi. Sonunda sistem, yeterliliği belgeleyen ve dolayısıyla eğitim verilen her okulda kullanılabilen bir sertifika verir..
Öğretmenlik yaptığınız okulda kaç özel öğretmen/rehber öğretmen belirlendi? Kaç öğrenci için? Sizce bunlar yeterli mi?
“Bu ilk günlerde tam olarak tartışılan şey buydu. Mesele şu ki, Bakanlık projenin gerçekleştirilmesi için gereken saat sayısını kesin olarak belirtmiyor. Yalnızca her özel öğretmene 30 ile 50 arasında öğrenci atanacağı belirtiliyor. Her adres için bir tane olmak üzere üç rehber öğretmen ve öğrenci sayısına göre yeterli olan minimum sayı olan sekiz özel öğretmen belirledik. Ancak saat sorunu hala açık, çünkü 30 öğrenciyi takip etmek başka, 50 öğrenciyi takip etmek başka.”.
Diğer öğretmenler arasında bu iki figürle ilgili atmosfer nasıl? İyi karşılandılar mı yoksa sorunlar mı var?
“Yeni olan her şeyde olduğu gibi, her zaman belli bir güvensizlik vardır. Son yıllarda kaç tanesinin okullara dahil edildiğini ve ne yazık ki bu konuda esaslı bir devrim yaratamadığı kanıtlanmış olduğunu göz önüne alırsak, bunun haklı olduğunu söylemek istiyorum. Dürüst olmak gerekirse, eğitimli öğretmenler hariç, bu iki yeni rakamın gerçekte ne olduğuna dair genel bir farkındalığın olduğunu düşünmüyorum. Öğretmen Koleji’nde meslektaşlarımıza güncel bilgiler verme fırsatımız oldu, çünkü Bakanlık, tüm öğretim kadrosunun öğretiminin, inşaatta gerçeklik ve etkililik teyit edilmeden, yalnızca kavramların aktarılmasıyla sınırlı kalmayıp, giderek daha fazla yol gösterici hale gelmesini umuyor. Öğrencilerin hayat projesi. Herkesin bu hedefe nasıl ulaşabileceği iyi bir sorudur.”.
Bir özel öğretmenin faaliyeti özellikle nelerden oluşur?
“Öğretmen öğretmen, kendisine emanet edilen öğrencilere ve ailelerine, seçim zamanlarında danışman olarak hareket etmek ve öğrencilerin okul ve eğitim yollarını bütünleştiren ve tamamlayan dijital bir araç olan E-portfolyo’yu derlemede onlara yardımcı olmak zorunda kalacak. bilinçli tercihlerini tamamlamalarını sağlamak. Yıllar geçtikçe derlenen bu dijital portföy, tamamlanan çalışmaların seyrini, ayrıca kişiselleştirilmesini belgeleyen faaliyetler aracılığıyla, kişinin yaşam projesi perspektifinde belgelenmiş beceri gelişimini içerecektir (bu nedenle dahil edilebilecek PCTO saatlerini içerecektir) 30 saatlik müfredat oryantasyonunda) ve öğrenci tarafından kendi “başyapıtı” olarak tanınan en az bir ürünün seçimi (bir görev, olumlu bir deneyim, özellikle başarılı, aynı zamanda okul dışında yaratılmış gerçek bir maddi ürün). Tüm bunların pratikte nasıl gerçekleşeceği henüz belli değil, özellikle de fiili çalışma saatleriyle ilgili olarak.”.
Bu yeni rolünüz ışığında iş gününüz nasıl organize ediliyor?
“Henüz planlama aşamasındayız. Öğleden sonra mutlaka gerçekleştirilecek aktiviteler olacaktır: platformun izlenmesi, öğrenci ve velilerin kabulü. Bu muhtemelen ikinci bir iş. Bu nedenle, öğretim hazırlığının kesintiye uğratılamayacağı veya tehlikeye atılamayacağı için, bir açıklamanın gerekli olduğuna inanıyorum.”.
Bu yeni rakamların okuldaki geçerliliği hakkında yorum yapmak için henüz çok erken: İlk “tat” sonrasında düşünceleriniz neler?
“Şimdilik fikir sadece büyük bir kaos. Hedeflerin tamamen kabul edilebilir olması nedeniyle gidilen yolun iyi bir yol olduğuna inanıyorum. Gerçek uygulamanın ne gibi sonuçlar getireceğini görmemiz gerekecek. Ayrıca başka bir kritik nokta daha eklemek isterim: Örneğin rehberlik, bilgilendirici anlamda yalnızca somut yolları belirtmekle sınırlı olamaz ki bu zaten başlı başına çok önemlidir. Yukarı yönde daha acil bir ihtiyaç olduğuna inanıyorum: Çocukların bir seçim yapmak için gerekli nedenleri ve kriterleri keşfetmelerine, ayrıca bunun gerektirdiği korkuyu yenebilecek güç ve cesarete sahip olmalarına yardımcı olmak. Yavaşlayan, bloke eden o atalet üzerinde insanca çalışın. Bence bu, Bakanlığın bizden istediği şey aracılığıyla değerlendirmemiz gereken büyük bir fırsat: Arzularının büyüklüğü ve özgünlüğüyle karşı karşıya kaldıklarında çoğu zaman seçim yapmamanın temelinde yatan gerçeklik korkusu üzerinde çalışmak ve kısır bir seçimin sonucudur. Arzuladıkları ve deneyimleyebilecekleri iyiliği keşfetmelerinde onlara daha yakın destek sağlamak, kabul etmeyi düşündüğüm gerçek zorluktur”.
Ancak teoriden pratiğe geçmek uzun bir adımdır, çünkü bugüne kadar bu öğretmenlerin “tipik” gününün nasıl geçeceği somut anlamda henüz belli değil. Oldukça büyük bir grup oluşturanlar: Eğitim kursuna 52 binin üzerinde özel ders öğretmeni ve 4 binin üzerinde rehber öğretmen katıldı. Bunların arasında Roma’daki ‘Santa Maria’ Enstitüsü’nde Latince ve Yunanca profesörü ve yeni öğretmen-öğretmen olan Tommaso Pucci de vardı ve Skuola.net web sitesine yeni göreviyle ilgili ilk izlenimlerini anlatmak istedi.
Neden özel ders öğretmeni olmayı istediniz?
“Diyelim ki bu her şeyden önce ekstra bir yeterlilik kazanmak için elime geçen bir fırsattı. Elbette sadece bu nedenle değil: Enstitümüz birkaç yıldır bu tür bir projeye başlama olasılığını düşünüyordu; bazı özel okullar bunu bir süredir eğitim yöntemlerinin temel taşı haline getirmişlerdir. İnandığım bir şeyi başlatmak için Bakanlığın talebine yanıt verme ihtiyacından faydalanabileceğimi düşündüm: çocuklara daha yakın destek sunmak, bu dünyaya özgü neler verebileceklerini keşfetmelerinde onlara eşlik etmek.”.
Resmi eğitim kursuna katıldınız mı? Ne kadar sürdü ve nelerden oluşuyordu? Sizce yapmak zorunda kalacağınız işin amaçları açısından geçerli mi?
“Evet, eş zamanlı olmayan modda verilen, 20 saat süren eşdeğer bir eğitim kursuydu: esasen, derinlemesine materyal ve bir dizi çoktan seçmeli testin eşlik ettiği video dersleriydi. Umuyorum ki, kanun gereği bu, iddialı bir projeyi gerçekleştirirken bize eşlik edebilecek, ancak aslında diğer birçok abartılı projeden biri olma riski taşıyan bir güncelleme yoluyla okul yılı boyunca devam ettirilecek bir başlangıçtır. beklenen etkinliğe sahip olmadan uyulması gereken bakanlık buluşları”.
Bu ücretli bir eğitim miydi? Kurs sonunda bir çeşit sertifika aldınız mı?
“Ücretli eğitim mi? Gerçekten var mı? İroni bir yana, kurs özel okul öğretmenleri için bile ücretsizdi. Sonunda sistem, yeterliliği belgeleyen ve dolayısıyla eğitim verilen her okulda kullanılabilen bir sertifika verir..
Öğretmenlik yaptığınız okulda kaç özel öğretmen/rehber öğretmen belirlendi? Kaç öğrenci için? Sizce bunlar yeterli mi?
“Bu ilk günlerde tam olarak tartışılan şey buydu. Mesele şu ki, Bakanlık projenin gerçekleştirilmesi için gereken saat sayısını kesin olarak belirtmiyor. Yalnızca her özel öğretmene 30 ile 50 arasında öğrenci atanacağı belirtiliyor. Her adres için bir tane olmak üzere üç rehber öğretmen ve öğrenci sayısına göre yeterli olan minimum sayı olan sekiz özel öğretmen belirledik. Ancak saat sorunu hala açık, çünkü 30 öğrenciyi takip etmek başka, 50 öğrenciyi takip etmek başka.”.
Diğer öğretmenler arasında bu iki figürle ilgili atmosfer nasıl? İyi karşılandılar mı yoksa sorunlar mı var?
“Yeni olan her şeyde olduğu gibi, her zaman belli bir güvensizlik vardır. Son yıllarda kaç tanesinin okullara dahil edildiğini ve ne yazık ki bu konuda esaslı bir devrim yaratamadığı kanıtlanmış olduğunu göz önüne alırsak, bunun haklı olduğunu söylemek istiyorum. Dürüst olmak gerekirse, eğitimli öğretmenler hariç, bu iki yeni rakamın gerçekte ne olduğuna dair genel bir farkındalığın olduğunu düşünmüyorum. Öğretmen Koleji’nde meslektaşlarımıza güncel bilgiler verme fırsatımız oldu, çünkü Bakanlık, tüm öğretim kadrosunun öğretiminin, inşaatta gerçeklik ve etkililik teyit edilmeden, yalnızca kavramların aktarılmasıyla sınırlı kalmayıp, giderek daha fazla yol gösterici hale gelmesini umuyor. Öğrencilerin hayat projesi. Herkesin bu hedefe nasıl ulaşabileceği iyi bir sorudur.”.
Bir özel öğretmenin faaliyeti özellikle nelerden oluşur?
“Öğretmen öğretmen, kendisine emanet edilen öğrencilere ve ailelerine, seçim zamanlarında danışman olarak hareket etmek ve öğrencilerin okul ve eğitim yollarını bütünleştiren ve tamamlayan dijital bir araç olan E-portfolyo’yu derlemede onlara yardımcı olmak zorunda kalacak. bilinçli tercihlerini tamamlamalarını sağlamak. Yıllar geçtikçe derlenen bu dijital portföy, tamamlanan çalışmaların seyrini, ayrıca kişiselleştirilmesini belgeleyen faaliyetler aracılığıyla, kişinin yaşam projesi perspektifinde belgelenmiş beceri gelişimini içerecektir (bu nedenle dahil edilebilecek PCTO saatlerini içerecektir) 30 saatlik müfredat oryantasyonunda) ve öğrenci tarafından kendi “başyapıtı” olarak tanınan en az bir ürünün seçimi (bir görev, olumlu bir deneyim, özellikle başarılı, aynı zamanda okul dışında yaratılmış gerçek bir maddi ürün). Tüm bunların pratikte nasıl gerçekleşeceği henüz belli değil, özellikle de fiili çalışma saatleriyle ilgili olarak.”.
Bu yeni rolünüz ışığında iş gününüz nasıl organize ediliyor?
“Henüz planlama aşamasındayız. Öğleden sonra mutlaka gerçekleştirilecek aktiviteler olacaktır: platformun izlenmesi, öğrenci ve velilerin kabulü. Bu muhtemelen ikinci bir iş. Bu nedenle, öğretim hazırlığının kesintiye uğratılamayacağı veya tehlikeye atılamayacağı için, bir açıklamanın gerekli olduğuna inanıyorum.”.
Bu yeni rakamların okuldaki geçerliliği hakkında yorum yapmak için henüz çok erken: İlk “tat” sonrasında düşünceleriniz neler?
“Şimdilik fikir sadece büyük bir kaos. Hedeflerin tamamen kabul edilebilir olması nedeniyle gidilen yolun iyi bir yol olduğuna inanıyorum. Gerçek uygulamanın ne gibi sonuçlar getireceğini görmemiz gerekecek. Ayrıca başka bir kritik nokta daha eklemek isterim: Örneğin rehberlik, bilgilendirici anlamda yalnızca somut yolları belirtmekle sınırlı olamaz ki bu zaten başlı başına çok önemlidir. Yukarı yönde daha acil bir ihtiyaç olduğuna inanıyorum: Çocukların bir seçim yapmak için gerekli nedenleri ve kriterleri keşfetmelerine, ayrıca bunun gerektirdiği korkuyu yenebilecek güç ve cesarete sahip olmalarına yardımcı olmak. Yavaşlayan, bloke eden o atalet üzerinde insanca çalışın. Bence bu, Bakanlığın bizden istediği şey aracılığıyla değerlendirmemiz gereken büyük bir fırsat: Arzularının büyüklüğü ve özgünlüğüyle karşı karşıya kaldıklarında çoğu zaman seçim yapmamanın temelinde yatan gerçeklik korkusu üzerinde çalışmak ve kısır bir seçimin sonucudur. Arzuladıkları ve deneyimleyebilecekleri iyiliği keşfetmelerinde onlara daha yakın destek sağlamak, kabul etmeyi düşündüğüm gerçek zorluktur”.